Haberler
Haber Kaynağı Seç

 

Türkiye’de basın özgürlüğü

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra, Türkiye’de AKP hükümeti olağanüstü hal ilan etti ve darbe girişimi ile ilişkisi olduğu iddia edilen on binlerce kamu çalışanı, akademisyen, asker ve başka birçok kişi işten çıkarıldı ya da görevden uzaklaştırdı. Bu süreçte hükümet tarafından onlarca basın kurumu kapatıldı.

Bunların her birinin hikayesi anlatılmalı, ama bu yazıda bir çoğunun yerini bir tane alabilir. Özgür Gündem, merkezi İstanbul’da bulunan, Türkiye güçleri ile Kürt özgürlük hareketi arasındaki silahlı çatışmanın yoğun olduğu Mayıs 1992’de kurulan bir günlük gazete. O zamanlar da geçerli olan olağanüstü hal ile Türk güçlerinin Kürt köylerini yıkmalarına izin verildi, aynı zamanda bu dehşet verici vahşet hakkında resmi olmayan haberlerin yapılması yasaklandı. Özgür Gündem bu yasağa karşı çıkarak, sadece çatışma değil, Türkiye devletinin alenen yaptığı insan hakları ihlalleri hakkında haber yapmaya başladı.

Devlet, günlük gazeteyi PKK için propaganda yapmakla suçladı. Gazetenin ilk iki yılı içinde sayılarının çoğuna el kondu ve dava, gözaltı, tutuklama, polis baskısı ile editör ve gazetecileri rahatsız edildi. 27 çalışanı katledildi, çoğu yargısız infaz ile.

Nisan 1994’te devlet mahkemesi Özgür Gündem’i kapattı, ama çalışanlar başka bir isim ile gazeteyi yayınlamaya devam etti. Bundan sonra kapatılma—yeniden kurulma döngüsü tekrarlandı. 14 Nisan 2011’de Özgür Gündem özgün ismiyle yeniden yayınlanmaya başladı. Türkiye devleti ile Kürt hareketinin çözüm görüşmelerine başladığı 2013 yılında, gazete farklı siyasi bakışlara sahip olan insanların kendilerini ifade edebileceği bir forum olmaya başladı. Ama 2015’te Cumhurbaşkanı Erdoğan tek taraflı bir şekilde çözüm sürecini sona erdirdi, Kürtlerin muhalif fikirlerini yasakladı ve Kürt kentlere karşı askeri harekât başlattı. Gazete devlet ihlalleri hakkında haber yapmaya devam ederken, PKK için “terör propagandası” yaptığı gerekçesiyle gazeteye karşı onlarca soruşturma, para cezası ve gözaltı yapıldı.

16 Ağustos’ta aynı gerekçeyle bir mahkeme, Özgür Gündem’in “geçici olarak kapatılması”na karar verdi. Mahkeme kararı bile açıklanmadan, özel harekat polisleri gazetenin İstanbul bürosuna baskı yaparak, büroyu alt üst etti, arşivleri yok etti, hard disklere el koydu. Gazete çalışanının yanı sıra baskının haberini yapmak için dışarıdan gelen gazeteciler ve dayanışma için büroya gelenler ile birlikte 20’den fazla kişi yasadışı baskında gözaltına alındı.

Bunun ardından, eski eş genel yayın yönetmeni ve insan hakları savunucusu Eren Keskin; Belge Yayınevi editörü Ragıp Zarakolu; gazetede yayın danışma kurulu üyesi ve köşe yazarı olan insan hakları savunucusu ve 15 dile çevrilen kitaplar ile ödül kazanan yazar Aslı Erdoğan gibi önde gelen editör ve köşe yazarının evleri polisler tarafından basıldı.

Gözaltına alınanların çoğu serbest bırakılırken, Aslı Erdoğan, Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya ve Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya “terör örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla hala tutuklu. Yayın danışma kurulu üyesi ve dil bilimci Necmiye Alpay da aynı iddia ile tutuklandı.

Özgür Gündem, “Gazete merkezimizin bürolarının bombalandığı, çalışanlarımızın katledildiği günlerden geçtik. Tüm bu badireleri ağır bedellerle atlattık… Sizin ağababalarınız işkencecilerin başaramadığı gibi sizler de bizi susturamayacaksınız” diyen bir açıklama yayınlayarak, destekçileri dayanışma göstermek ve basın özgürlüğünü savunmaya çağırdı. 23 Ağustos’ta gazete çalışanları kendi geleneğini takip ederek, Özgürlükçü Demokrasi’yi başlattılar. Gazetede “Aslı’nın Arkadaşları” ismiyle bir günlük köşe yazısı bulunuyor.

Türkiye’de bir çok Türkiyeli ve yabancı gazeteci tehdit ediliyor. BBC ve Economist dergisi, muhabirlerinin devlet yetkilileri tarafından göz korkuttukları hakkında endişelerini dile getirdi. Fakat ifade özgürlüğü hakkı dünya tarafından tanınıyor ve Türkiye’nin 1982 Anayasasında yer alıyor. Dünya, Özgür Gündem’in cesur, boyun eğmeyen çalışanları ile dayanışmalı ve muhalif sesleri dahil olmak üzere, Türkiye’nin bütün gazetecilerinin ve medyanın haklarının korunmasını talep etmeli.

* Çeviri için Caroline McKusick’e teşekkür ederiz.

15.9.2016
TÜRKİYE
Janet Biehl


 

Haberler Biyografi Kitaplar Fotoğraflar Röportajlar Köşe Yazıları   İletişim Ana Sayfa
Design by medyanomi