Köşe Yazıları

ARİTMETİK / 16.9.2012
Sayılar, isimler, aritmetiğe indirgenen ölüm. İnsani hiçbir duyarlılığa geçit vermeyecek biçimde, görünür görünmez tellerle çevrilmiş, kendi içine kapalı, bütünüyle erkeklere bırakılmış, kahramanlığa, gık demeden ölmeye ve öldürmeye, emir komuta zincirine, marşlara, postallara, içtimalara ait bir alandan sızan haberler... Tek bir başlık altında toplanan, hafifçe tıklanan bir tuşla bilgisayar ekranında geçit töreni yapan isimler... Dökümler, listeler, yetkililerin açıklamaları, bakanlığın sayıları, kolay ulaşılmayan, adeta devlet sırrı gibi saklanan otopsi raporları... Üç beş satırı geçmeyen, nadiren bir fotoğrafla, üniformanın, saç kesiminin bütünüyle anonim kıldığı bir asker fotoğrafıyla verilen iç sayfa haberleri. Yeri kolayca doldurulabilir bir kayıp, bir zayiat olarak algılanan, hafifçe tıklanan bir tuşla, sessizce, saatlerce geçit töreni yapan genç ölüler... Doğum yerleri: Kars, Bingöl, Diyarbakır... Yaşları: yirmi, yirmibir, yirmi, yirmiiki... Ölüm sebebi: Mermiye bağlı beyin kanaması. Tek bir başlık altında toplanan yüzlerce genç ölüm: Şüpheli asker intiharları...

(Her haberden sadece iki üç cümle alıntılasam bile yirmi köşeyazısı yetmiyor, sadece son haberlerden, kaza ve intihar diye kayda geçen ‘tekil’ olaylardan alıntılıyorum.)

‘’7 Eylül: Mürefte Jandarma Komutanlığı’nda görevli Metin İmrak, astsubayın tabancasının kaza ile ateş alması sonucu öldü. Bir eğlence yerinde yapılan kontrolün ardından... (Kars doğumlu, 22 yaşında)’’

“29 Ağustos: Ağrı’da askerlik yapan bir asker karnından vuruldu”

“27 ve 24 Ağustos: İki şüpheli asker ölümü daha.”

‘’Van’ın Saray ilçesine bağlı bir birlikte ismi ve memleketi açıklanmayan bir askerin ölümü...’’

‘’Terhisine 85 gün kala intihar ettiği bildirildi.’’

‘’Mardinde vurulan Kürt asıllı Kadir Katran’ın ölüsünden 7 adet G3 mermisi çıktı.’’

‘’26 Temmuz: Çorlu’da askerlik yapan Ağrı nüfusuna kayıtlı Nihat Bakır birliğinden iki kilometre ötede ölü bulunmuştu. Son telefon konmuşmasında ‘27 günüm kaldı, geliyorum’ dediğini söyleyen ailesi, kafasının üstünden giren tek kurşunla öldüğünü bildirerek ikinci kez otopsi talebinde bulundu.

Aynı birlikte, bir başka Kürt asıllı asker, Gökhan Aktürk, başından ve karnından vurularak ölmüş,yetkililer önce intihar, daha sonra taciz atesi açıklamasında bulunmuştu.’’

‘’İntihar eden askerlerin büyük bölümü Kürt’’

‘’Bir hafta içinde iki asker intiharı’’

‘’Adıyaman’da askerliğini yaparken ölen Siirtli Cüneyt Erdek için farklı açıklamalar yapıldı. Şaka yaparken vuruldu, gazinoda öldü, nöbet yerinde vuruldu, koğuştaydı vb. Ailesi önceden telefonla aranmış, ‘Kürtçe müzik dinliyor, akıllı olsun’’ diyerek uyarılmış.’’

Aynı haftanın ikinci ölüm haberi, Şırnak’ta askerliğini yapan Güven Han. O da tehdit edildiğini ve korktuğunu söylemiş.’’

‘’ Erganide askerliğini yaparken yaşamını yitiren Bingöllü Sezer Altındağ için önce mayına bastığı, daha sonra intihar ettiği açıklaması yapıldı. ‘Kefeni açtığımızda alnından vurulduğunu gördük. Ölüsünü bir leş gibi önümüze attılar.’’

‘’Muğla’nın Fethiye ilçesinde askerlik yapan Yılmaz Çelgin 21 Haziranda ölü bulundu. İntihar ettği söylendi,otopsi raporunda iki adet ateşli silah mermisiyle başından vurulduğu bildirildi.’’

‘’Aynı hafta Siirt’in Kurtalan ilçesinde Cengiz Akkurt’un silahını temizlerken kendini vurduğu bildirildi.’’

‘’ İki asker de Kürt, ikisi de kafalarından vurulmuş’’

(Birkaç ay önce)’’15 Mart: Bir Kürt asker daha intihar etti. Tekirdağ’da askerliğini yapan Diyarbakır nüfusuna kayıtlı Mazlum Karabulut’u öldüren mermi bir kulağından girip ötekinden çıkmış.Nöbetçi onbaşıyla tartışrken kendini kaybedip namluyu başına dayadığı bildirildi.’’

(Geçen sene) ‘’ 14 Ekimde Bitliste firar ettiği bildirilen Ali Önal’ın cesedi beş gün sonra bulundu, ‘BDPli kızlarla dağa kaçtığı’ söylenmişti.’’

1 Ocak 2010—16 Temmuz 2012 arası dönemde 252 ölüm bildirildi, 175i kayıtlara intihar olarak geçti. Aynı dönemde bildirilen terör olaylarında şehit sayısı 233.

2002 den bu yana onyıllık istatitiklerse şöyle: 818 şehit. 934 intihar.

Bu sayılar,işitsek de işitmesek de, bize herşeyi söylüyor, tıpkı cezaevindeki milletvekillerinin ya da gazetecilerin sayısı, cinayete kurban giden kadınların sayısı gibi. O kupkuru dilleriyle, söz geçiricilikleriyle, işitmeye en az hazır olduğumuz gerçeği, kendi iki yüzlülüğümüzü gösteriyor.


 

Haberler Biyografi Kitaplar Fotoğraflar Röportajlar Köşe Yazıları   İletişim Ana Sayfa
Design by medyanomi