Books

 

  Hayatın Sesizliğinde

Madem, zamanın uç verdiği bedendim, gizlerle dolu belleğiydim suların ve karanlıkla birleşen ilk ışığın, her şeyi başlatan ezgiydim, rahimdim, sütle dolu göğüslerdim, en derin uykulardan uyanan topraktım, öyleyse neden bir türlü doğamıyorum? Madem, ben hem bütün bunlardım, hem de kendimdim, neden içimdeki hiçbir şey, acı bile bana ait değil? Bin yıllar sürmüşse oluşturulmam, efsanelerden, imgelerden, kavramlardan, dillerden, neden içinde var olabileceğim bir yer, bir sözcük bile bulamadım bugüne dek? Gökyüzünün altında söylenecek yeni bir şey yoksa eğer, her cümle, her dize, her öykü defalarca seslendirilmişse, ben hangi çığlığın yankısıyım? Hangi suskunluğun? Sonsuz kez ölüp dirilen, hiçlikten doğan ve büyüyen, okyanusun sırlarını peşi sıra sürükleyen ay olsaydım ben, nasıl böylesine iyi tanırdım uzaklarla sonları?

Madem gücüm cehenneme yetiyordu... Neydi peki beni yenen?
-- -->>


  Kırmızı Pelerinli Kent

Dünya okurlarınca ”geleceğe kalacak elli yazar” arasında sayılan Aslı Erdoğan’ın Türkiye’de olduğu kadar Avrupa’da da ses getirmiş kitabı: Kırmızı Pelerinli Kent. Bir kentin karanlık sokaklarında, kuytu köşelerinde kendi izini süren bir yalnızlık öyküsü.

-- -->>


  Mucizevi Mandarin

”Yaşlı ve çirkin bir mandarin, karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için olağanüstü güzel, ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş. Sabaha karşı, yaşlı adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın, soyguncu dostlarını çağırmış. Ne var ki mandarin, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı koymaya, dövüşmeye başlamış. Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin ehliymiş. onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa vursunlar, bu zayıf, çirkin bedende yara açılmadığını, can alıcı darbelerin iz bırakmadığını görmüşler. Bıçaklarını, kılıçlarını çekmişler, ama en keskin bıçak, en acımasız kılıç bile mandarine hiçbir şey yapamıyormuş. Sonunda korkup kaçmışlar. Dövüşü izleyen kadın, yaşlı adamın mucizevi gücünden etkilenmiş, bir kez daha, bu sefer aşk adına sevişmek istemiş. Onu hayranlıkla, arzuyla, şefkatle okşamaya başlamış. Gelgelelim güzel kadının her donuşunda mandarinin bedeninde yeni bir yara beliriyormuş, dövüşün, darbelerin, bıçakların, kılıçların açtığı yaralarmış bunlar. İçten bir ilgi ve şefkat görene dek gizli kalmışlar. Sonunda mandarin kanlar içinde kadının kollarında yığılmış, ölmüş. Bir zamanlar izlediğim Mucizevi Mandarin adındaki bir balenin, eski Çin efsanelerinden alınma öyküsünü, ilk sevişmemizden hemen sonra Sergio’ya anlatmıştım. Nedense anlattıklarımdan pek hoşlanmadı, ama bu öykü benim en sevdiklerimden biridir.” -- -->>



1 2 3 4 5
-->>

 

News&Reviews Biography Books Photos About     Contact Home Page
Design by medyanomi