Olay yaratan söyleşinin ardından...
Sizlerden tek ricam, lütfen benden söylediklerim icin nefret edin, söylemediklerim icin degil!
LA REPUBBLICA`ya verdigim röportajdan bölümler Odatv sitesinden alinmistir.
Tüm parlamenter güclere terörist demedigim, Kürt nefretiyle egitildik cümlesini kurmadigim cok aciktir.Benim elestirdigim, egitim sistemimizdeki sovenist ve militarist yapidir.Benim okula gittigim dönemlerde Kürt nefreti söz konusu olamazdi cünkü Kürtler zaten yoktu! Kücücük cocuklarin güne Türküm, dogruyum, caliskanim diye basladigi bir egitim siteminin militarist ve sovenist olmadigni iddia etmek gülünctür.! Bana atfedilen cümlelere gelen tepkilerin asiriligi, hakaretler ölüm tehditleri vs ne yazik ki nefretin boyutlarinin benim dile getirmeye calistigimIn cok ötesinde oldugunu göstermistir! Aslinda söylemedigim cümleler, bu tepkilerle coktan dogrulanmistir. insanlarin Kürtce konustuklari icin linc edildigi bir ülkede, Kürtlerle Türkler ayni siralarda oturuyor aciklamalari daha gülünctür. Kusura bakmayin ama bir de Kürtleri ayri siralara mi oturtacaktik!. Herkesin bildigi bir olguyu, egitim sistemimizdeki militarizmi ve Türk miliyetciligini elestirdim diye benden bu kadar nefret edenler,ciddi ciddi Kürtlerden nefret etmediklerini mi savunuyorlar.! Ama bunu,ilkokuldan baslayarak ayrimciliga maruz kalip kalmadiklarini öncelikle Kürtlere sormaliyiz! internetteki tepkiler pek cok Kürdün aciyla, dislanmayla dolu hikayelerini isiga cikariyor.
Tüm parlamenter güclerin terörist oldugunu söyledigim iddiasi korkunc bir carpitmadir.Kendisi gibi düsünmeyen herkesi terörist ilan eden bir yönetimle asla ayni jargonu kullanmam. Ropörtajda acikca görüldügü gibi farkli siyasi görüslere sahip partilerin Kürt kuruluslarini terörist olarak nitelendirmekte birlestigini söyledim,o kadar.
Sizlerden tek ricam, lütfen benden söylediklerim icin nefret edin, söylemediklerim icin degil!
Gazetenin muhabiri Marco Ansaldo, Aslı Erdoğana şu soruyu soruyor:
Suriyedeki işgali eleştirenler neden soruşturmaya, mahkemeye, tutuklamaya maruz kalıyor?
Aslı Erdoğan bu soruya şöyle cevap veriyor:
Bakın, Avrupalılar maalesef Türk basınını takip etmiyor. Bu yapabilselerdi, yapılan endoktrinasyonun (beyin yıkamanın) nasıl işlediğini anlarlardı.
Gazetenin muhabiri bu noktada Endoktrinasyon mu? diye soruyor. Aslı Erdoğan bu soruya da şöyle yanıt veriyor:
Kesinlikle. Okuldan itibaren, kitaplar aracılığıyla. Türkiye Cumhuriyeti bir ideolojiyle iç içe geçmiştir, Kemalizm ideolojisiyle. Bu, Mustafa Kemal Atatürk döneminde işe yarıyor olabilirdi. Ama sonra aşırı milliyetçiliğe doğru kaydı. Türkiye hep tehdit altında gibi konumlandırılıyor. Bu görüntü bugün dinle birleştiriliyor ve sonuç olarak savaşta ölenler şehit haline geliyor. Ölenlere, ülke için öldükleri söyleniyor. Hayır, onlara şunu söylemek gerekir: Sen ülken için değil bir hükümet için ölüyorsun.
Burada terörist sözcüğünün, TBMMde yer alan HDP dışındaki diğer tüm partilerin Kürt örgütlenmelerini nasıl değerlendirdiğini aktarmak için kullanıldığı görülüyor
Ansaldoya, hatanın Le Soir gazetesinin tercümesinden kaynaklanıyor olabileceğini söylediğimizde de yanıtı, Evet. Tiksinmek ya da nefret etmek, doktrine maruz kalmaktan çok farklı kavramlar şeklinde oluyor.
La Repubblicanın kullandığı başlıkta Kürt düşmanlar ifadesi varken mülakat metninde Aslı Erdoğanın böyle bir ifade kullanmadığı da görülüyor. Marco Ansaldo, bu sözcüklerin mülakattaki ifadelerin sentezi olarak başlığa taşındığını belirtti.
Sonuç olarak Türkiyede Aslı Erdoğana yönelik ağır tepkilere yol açan ifadelerin aslında Erdoğana ait olmadığı anlaşılıyor. La Repubblicanın mülakat için kullandığı başlık, tırnak içinde verilse de aslında Aslı Erdoğanın ağzından birebir bu ifadelerin çıkmadığı görülüyor.
Türkiyede esas tepki çeken ifadelerinse Le Soir gazetesinin metnin aslına sadık olmayan tercümesinden kaynaklandığı ve Türkçe yayın organlarının bu ifadeleri haberin kaynağına başvurarak teyit etmek yerine tercümesinin tercümesini yayımlamasından dolayı yayıldığı ortaya çıkıyor.
|