Kafasına dipçikle vurduğumuz çocuk / 28.4.2012 |
Gelişigüzel görünen bir cümlesini en sır dolu kahramanlarından birine kurdurur Dostoyevski: “İnsanlar başkalarından beklemediklerini neden benden beklerler?” İnsanlar, yeni bir soru, kendilerinden beklemediklerini başkalarından beklerler mi? Sorudan çok bir tereddüt: İnsanlar kendilerinin başaramadıklarını başkalarının başarmasına, ken
Devamı
|
Bizim Gazete / 15.4.2012 |
Evden çıktığımda yağmur yeniden başlamıştı, belli ki şiddetlenecekti. Gene de dönüp şemsiyemi almadım. Şehir merkezine, göl kıyısına inen yol hemen hemen yarım saat. Her gün, tramvay hattı boyunca, yokuş aşağı yarım saat yürüyor, ‘bizim gazeteyi’ bulabildiğim tek büfeye gidiyorum. Gördüğüm manzara aşağı yukarı şöyle: Upuzun ağaçlar, geniş,
Devamı
|
Tamamlanmayan yazı / 7.4.2012 |
“Bazı şeyler yürekle kavranır, içi kan dolu bir yürekle” demiş, yazının orta yerine noktayı, çift noktayı koymuştum: Newroz piroz be! (“Başlangıçların Hikayesi”, 24 Mart) Bir hafta sonra kaldığım yerden devam edecek, Sümer’e, Babil’e, Ortadoğu mitolojilerine girecektim. Işıkla karanlığın, kozmosla kaosun, varlıkla hiçliğin mücadelesi. B
Devamı
|
Başlangıçların hikayesi / 24.3.2012 |
“Mit” ya da “mitos” bir zamanlar “hakikat” demekti, başlangıçların hikayesi, şarkısı, şiiriydi. Bize tek gerçek hikayemizi, neden ve nasıl “burada” olduğumuzu anlatıyor, kendine özgü, kapalı diliyle “hakikaten var olduğumuzu” söylüyor, doğmayı, büyümeyi ve ölmeyi öğretiyordu. Derinlerine belki hiç ulaşılamayan, katman katman, bir tohumu
Devamı
|
|