Haberler
Haber Kaynağı Seç

 

Bizi güçlü kılan, sizin duruşunuz

Samimi olmadığım kişilere ‘sevgili’ diye hitap etmekten çekinirim. Ama söz konusu sizlersiniz; Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay. Dolayısıyla sevgili, hatta pek sevgilisiniz… Aksi nasıl mümkün olabilir ki? Her ikinizin de yazdıklarını, ürettiklerini hep severek, heyecanla takip ettim.

Aslı, sizin romanlarınızı okuduğumda iyi yazarlar ve iyi ressamlarla karşılaştığımda hissettiğim duyguyu yaşadım. Kısaca ilham verdiniz diyebilirim; ötesinde güç, yazmak için şevk verdiniz. Biraz da eksiklik duygusu… Ben bir gün böyle yazabilecek miyim, sözlerim bu kadar güçlü olacak mı soruları. Benim için insanı diri tutan, ilerlemesi, kendisini geliştirmesi için ivme sağlayan sorular bunlar. Sizinle uzun boylu sohbetimiz olmadı; orada burada karşılaştık sadece. Hoş, zaten ne siz, ne de ben ağzı pek laf yapan insanlar değiliz. Ama yakınlık hissetmek için illa tanış olmak gerekmiyor.

Necmiye Hanım, dile hakimiyetiniz ve bilginiz, genç bir gazeteciyken bana ne çok şey kattı… Daha sonra güncel yazılarınızı, Twitter’da az ama öz yorumlarınızı takip ettim, hep ne dediğinizi merak ettim, bazen kendi düşüncelerimi sorguladım. Özgürlükler ve demokrasi için yapılan eylemlerde mutlaka gözüm sizi arardı, zaten orada olurdunuz. En son Barış İçin Kadın Girişimi’nin çağrısıyla Galatasaray’daydık.

Beceriksizce yanınıza gelip ‘Merhaba’ dedim. İfade edemedim ama sizi orada, bereniz ve kaşkolunuzla dimdik dururken görmek bana umut verdi. Bir avuç birbirine benzemez kadın olarak birarada durmanın, böylesine savaştan bir ortamda barış diyebilmenin verdiği umut.

HANGİ HAKLA KARAMSARLIĞA KAPILABİLİRİM?

Aslı, tutuklandığınızda inanmamıştım. Yarın öbür gün bırakırlar, bu korkunç bir hata demiştim. Hata değildi, sizi ‘ibret olsun’ diyeseçtiler. Dünyaca tanınan bir edebiyatçıyı da alırız, umurumuzda değil mesajı için… Şehirli, eğitimli, Türk kadınlar ‘barış’ için ısrar ederse Kürtlerin sorunlarını yüksek sesle söylerse, demokrasi ve ifade özgürlüğünü boyun eğmeden savunursa ‘ne olacağını’ cümle alemin
görmesi için…

Necmiye Hanım, o akşam evinizden kalkıp ifade vermeye gittiğinizde herhalde böylesine bir hukuksuzlukla karşılaşacağınızı düşünmediniz. Kim bilir nasıl bir şaşkınlık yaşadınız. Kötü haberi aldığımda hıncımdan bir kilo bademi taşla kırdım. Çoğu un ufak oldu, içimde biriken öfke ve üzüntüyü biraz hafifletti.

Ama asıl sersemliği, sizlerden gelen her haber ve mesajı okudukça yaşadım, yaşıyorum. Hakikati, dayanışmayı, barışı, demokrasiyi savunan sözlerinizle şöyle silkinip kendime geliyorum. Hangi hakla
karamsarlığa kapılabilirim? Hangi hakla kabuğuma çekilmeyi ve herşeyden uzaklaşmayı isteyebiliyorum, diye kendimi sorguluyorum.

Sizler, sözünüz ve duruşunuzla herkes için, ama özellikle kadınlar için o kadar önemli, bir o kadar vazgeçilmezsiniz ki…

Dışarıdaki dayanışmanın önemini vurguluyorsunuz, bilin ki sizler bu dayanışmanın tam yüreğindesiniz. Bilin ki siz bize güç katıyorsunuz. Her gelişmeyi takip edeceğiz, sizi ve sizin gibi haksız yere mahkum edilen kadınları yalnız bırakmayacağız. Özgürlüğünüze kavuşmanız, bizler için bir haysiyet meselesi. Ne trajik değil mi? O gri duvarların ardında fikirlerinizi zaptedebileceklerini, dozerle her yere girip dümdüz ettikleri gibi hakikatleri de örteceklerini sanıyorlar. Ama ah, ne çok yanılıyorlar…

28.10.2016
TÜRKİYE
Mehveş Evin


 

Haberler Biyografi Kitaplar Fotoğraflar Röportajlar Köşe Yazıları   İletişim Ana Sayfa
Design by medyanomi