Haberler
Haber Kaynağı Seç

 

Sosyalist Tartışma’da 15 Temmuz darbesi ve sonrası tartışıld



Sosyalist Tartışma’nın İstanbul ayağı dün düzenlenen ”Bir darbe girişiminin anatomisi ve sonrası” toplantısıyla başladı.

Oturumun başında, toplantının konuşmacılarından Ömer Faruk Gergerlioğlu, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’a dayanışma mesajı verildi.

İlk olarak konuşan gazeteci ve yazar Alper Görmüş, Marksizm ve Sosyalist Tartışma gibi çoğulcu tartışma platformları için DSİP’e teşekkür etti.

AKP—Ergenekon ittifakı

Normal bir demokrasi hâline gelebilmek için 15 Temmuz sonrası oluşan fırsatın doğru şekilde kullanılamadığıyla ilgili görüşünün netleştiğini dile getiren Görmüş, 㧟 Temmuz’un saf bir cemaat darbesi olmadığını düşünüyorum, anaakım anlatıdan farklı olarak, Roni Margulies ile aynı fikirdeyim” dedi.

Darbenin sonucu olarak Türkiye’nin eski müesses güçleri ile AKP iktidarının birbirlerine yaklaşması ve ittifak noktasına doğru gelmesiyle ilgili düşüncelerini açıklayan Görmüş, bununla ilgili birçok farklı yorumcudan ve eski askerin sözlerinden örnekler verdi.

Öte yandan cemaatin silahla iktidarı gaspetmek isteyen bir güç olduğunun açığa çıktığını, 17—25 Aralık’ta bunu anlayacak fazla şey olmadığını çünkü olayın ciddi bir yolsuzluk boyutu olduğunu dile getiren Görmüş, hükümetin yolsuzluk olmadığı fikrine kamuoyu desteği kazanmak için Ergenekon ve Balyoz gibi davalara tümüyle ”cemaatin kumpası” dediğini hatırlattı.

㧟 Temmuz bir daha asla diyenlerle yaşam için ses ver diyenler buluşmalı”

DSİP Eşsözcüsü Meltem Oral ise üç noktada net olmak gerektiğini söyleyerek bunları şöyle sıraladı: ׉— 15 Temmuz mizansen veya tiyatro değil, düpedüz planlı kanlı bir darbe girişimiydi. 2— Darbenin engellenmesinde sokağa çıkan insanlar çok önemli bir rol oynadı. 3— Hangi motivasyonla olursa olsun, bu sokağa çıkan kitlelerin yaptığı eylem, tankalrın önüne durma, başlı başına önemli ve demokratik bir hamleydi.”

”Yurtta Sulh kimlerden oluşuyor? Adil Öksüz nerede? Darbeye katılan üst düzey komutanların %50’si tümü cemaat üyesi mi?” gibi soruların ortada durduğunu ve aydınlatılmadığını dile getiren Oral, ”Hükümetin darbeyi yalnızca cemaat yaptı gibi gösterme tercihi, bu soruların önünü tıkıyor” dedi.

”AKP ne yaparsa yapsın, darbe karşıtları onu destekleyecek diye düşünüyor Erdoğan ama böyle değil, bunu 7 Haziran’da gördük” diyen Meltem Oral, şunları söyledi:

”Darbecilerle gerçek bir hesaplaşma için tankların şehir dışına çıkarılması veya kışlaların kapatılması, askeri liselerin kapatılması yetmez. Önce ordunun savaşır hâline son vermek gerekir. Hem Türkiye dışındaki operasyonlara karşı çıkmak hem de Kürt sorununda çözüm masasının yeniden kurulmasını sağlamak. 㤗 Temmuz bir daha asla’ diyenleri ’yaşam için ses ver’ diyenlerle buluşturmak, barış ve demokrasi isteyenlerin önümüzdeki dönemdeki en önemli görevi.”

”Darbeciler yüzünden Erdoğan demokrasiyle ilişkili gözüküyor”

Üçüncü olarak konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu, toplantıya katılanlara teşkkür etti, insanların bu karanlık günlerde nefes almak istediğini, demokrasi için iyi bir söz duymak için gelenler için bu itici gücün çok önemli olduğunu belirtti, ”Toplantıyı düzenleyenler çok iy bir iş yapmışlar, buna devam etmeliyiz” dedi.

Kemalist dönemdeki tek parti uygulamalarından ve demokrasinin yokluğundan bahseden Gergerlioğlu, toplumun farklı kesimlerinin farklı darbelere sempatiyle yaklaşabildiğini, bununla ilgili özeleştiri yapılarak yola devam edilmesi gerektiğini söyledi.

Uzun uzun Türkiye’nin darbeler tarihini anlatan Gergerlioğlu, 15 Temmuz sonrası yaşanan hadiselerin de son derece kötü olduğunu vurguladı. Darbeciler ve FETÖ yüzünden hiç hak etmediği hâlde Erdoğan’ın demokrasiyle ilişkili gözüktüğünü, ancak bugün ortada demokrasi olmadığını dile getirdi.

Ömer Faruk Gergerlioğlu, 㧠 Temmuz’da yeni bir sayfa açma mesajları verildi ama olmadı” diye konuştu.

”Darbede itici güç Fethullatçılar”

Daha sonra konuşan Ümit Aktaş, 10 yılda bir darbe olan bir ülkede 15 Temmuz’un sürpriz olmadığını, Osmanlı’dan başlayan ve Türkiye’de devam eden sorunlarla boğuşulduğunu söyledi.

Darbede müttefiklik olsa da asıl itici gücün Fethullahçılar olduğunu belirten Aktaş, yerli ve milliye değinerek, Milli Görüş geleneğinin daha ”milli”, Nurculuğun ise daha küresel bir hareket olduğunu anlattı. Fethullahçıların birçok derin devletle birlikte iş yapma stratejisine gittiğini ve karanlık olaylarda yer aldığını hatırlattı. Devletin başında olanların yakın zamana kadar bunları bilmediklerini söylediğini ifade eden Aktaş, “Buna inanamayız” diye konuştu.

Aktaş, ”Milli görüş parlamenter siyaseti seçti, nurculuğun Fethullahçılık versiyonu devleti ele geçirmeyi. Strateji farklılığıydı. Ancak Kemalist rejimle çatışmak için uyguladıkları stratejiler sonucunda kendileri karşı karşıya geldiler” dedi.

Devlet şiddetine karşı duranların birliği

15 Temmuz gecesi Tekirdağ’da ilk sokağa çıkanlardan olan Hasan Fehmi Özer ise kendi deneyimlerini anlattı. Hiçbir zaman “artık darbe olmaz” diye düşünmediğini dile getiren Özer, ancak Fethullahçıların içinde olduğu bir darbeyi beklemediğini söyledi.

Demokrasi nöbetlerinde Kürt sorununu tartıştıklarını, orada sivilleri katledenlerin Batı’da da darbeye karşı çıkanlara ateş açmakta zorlanmadığını tartıştıklarını ifade eden Hasan Fehmi Özer, kitlesel mücadelenin içinde herkesin her şeyi konuşmaya açık hâlde olduğunu, daha önce hiç ulaşamayacakları insanlarla Ermeni Soykırımı’nı tartıştıklarını aktardı.

Gezi’de TOMA’lara, polise ve şiddete karşı duran insanların 15 Temmuz’da bunun daha büyüğüne, tanklara ve savaş uçaklarına karşı duyanlara, yanlarında değilseler bile saygı duymaları gerektiğini belirten Özer, devlet şiddetine karşı duranların birliğini savundu.

22.10.2016
TÜRKİYE
marksist.org


 

Haberler Biyografi Kitaplar Fotoğraflar Röportajlar Köşe Yazıları   İletişim Ana Sayfa
Design by medyanomi