İKİ GÜN / 8.3.2015 |
Nisan ayının tarifsiz zulmü... (Salı sabahı, henüz çok erken,güneş doğmamış.) Araf renklerine bürünmüş, birbirinden ayırt edilemeyen günler, günlere eşitlenmiş, düşlerini hızla tüketen geceler... Keyfiliğini, acımasızlığını ustaca gizleyen zamanın aldatmacaları, avutmaları... Çoğu kez salt bekleyiş, salt unutuş anlamına gelen, her şeyi kendi güzerg
Devamı
|
Bilmem, dikkat etmedim! / 25.2.2015 |
Tecavüzü bir suç, ağır bir suç olarak görmeyen tek bir kişi tanımadım bu güne dek... Kadını, erkeği, liberali, muhafazakarı, hepimiz elbet tecavüze karşıyız, lanetliyor, öfkeye, dehşete kapılıyor, tecavüzcüyle ilşkilendirilmeyi reddediyoruz. Cezaevine giren tecavüzcülere (küçük bir oranı) işkence dahi yapıyor, bunlara rağmen, ya
Devamı
|
Kansız, konusuz, kurbansız / 11.2.2015 |
Bir kış gecesi, kent soğuğu ve karı bekliyor... Tuhaf bir işbirliği içinde geceyle, gecenin yanılgılarla dolu imgelemiyle... Buz kesmiş parmaklarıyla alelacele sarıp sarmalıyor görünümlerle düşleri, bir yelpaze gibi kapatıp karanlığa katıyor. Üst üste katlanmış donuk imgeler, anılar arasında biçimlenecek yepyeni, hiç görülmemiş, bem
Devamı
|
Zafer demek... / 4.2.2015 |
Kendini gerçek kılmak isterken tükenen, gerçekliğin pürtük pürtük zeminine tutunmaya çalışırken taşlaşan düşler, düşlerimiz... Hep, sürekli, peş peşe hayal kırıklığına uğradığımız için mi, hayallerimizi hepten kaybettik, kendimizi böylece, bir hayal yoksulu olarak kabullendik? Üzerinde çoktandır hiçbir şeyin bitmediği çorak bir var oluşla yetin
Devamı
|
|