İşte vedalaşmışız / 5.6.2010 |
Tuhaf bir sabah. Su gibi duru ve saf. Dingin. Bir haziran sabahı için fazlasıyla koyu. Umutsuz, beklentisiz. Gün, sanki gönül rahatlığıyla doğamadan, birdenbire burada, bizim aramızda, insanların dünyasında buluvermiş kendini. Bunca ışık bolluğuna karşın, sanki geceden kalan bir karanlıkla tortulanmış, güçten kesilmiş. Yeni bir geceden başka be
Devamı
|
Gerçek ölümler / 31.5.2010 |
‘Toprağın içinde ve üstünde çalışıyoruz, bazen tepemizde bir dam, bazen yağmur altında, kazmayla, kürekle, kaldıraçla. Koca çimento torbaları taşıyoruz, tuğlalar örüyoruz, demir çubuklar döşüyoruz, çakıllar yayıyoruz, toprağı çiğniyoruz. Ancak şimdi kavrıyorum eski uygarlıkları kurarken ödenen fiyatı. Eski ÇağlarR
Devamı
|
Kendine ait bir kalem / 29.5.2010 |
Virginia Woolf, ‘Kendine Ait Bir Oda’da, Shakespeare’in aynı yetenekte bir kızkardeşi olsaydı ne olurdu sorusunu ortaya atar ve Judith’in intiharla sonuçlanan hüzünlü öyküsünü kurar. Hintli bir yazarın, ilk kitabıyla ‘Booker’ Ödülü’nü aldığını duymuşsunuzdur. Şimdi, bu romana yazınsal düzeyde eşdeğer bir kitabın Türkiye’de, Trabzon’
Devamı
|
Kayıp mektup / 24.5.2010 |
‘Ne desem yalan gibiydi... Sizi iskelenize bıraktıktan sonra ikinci mevkide oturmuş, dünyada ilk yazıyı yazanı düşünüyordum.’ (‘Mektup’, Sait Faik)
Karanlığa uyanıyorum. Sabaha az kalmış olmalı. Yağmur durmuş. Yazı gecem! Daha başlamadan sonlanmış gibi. (Ateş düşürücü, ağrı kesiciler, iki ayrı astım ilacı...) Irmağın ortasın
Devamı
|
|