Cevahir Cephesi / 6.5.2014 |
Tam burasıydı diyor, dönüp durup aynı yere çıktık. Üç saat geçti. Şaşırarak yol arkadaşıma bakıyorum, yön duygumu da, zaman duygumu da yitirmişim. Semtin kuleleri sadece isimleriyle tanıdık, bir bütüne oturmuyor. Saat bire geliyor! Sabah alacakaranlığı daha dağılmamış sanki, bir kehanet gibi kentin üzer
Devamı
|
Suçluyuz / 29.4.2014 |
Ne yazmalı? Yazı(n) ne yapabilir, neyi ‘söze’ dökebilir, bu dünyayı, hangi dünya adına dönüştürebilir? Gerçeğin ne kadarına dayanabilir? Gecenin üçü, yağmur bir kesilip bir başlıyor, şiddetleniyor. Taşlara çarpa çarpa akıp giden saniyelerin sesi duyuluyor sanki. Her zamanki yerimde, bir çadıra girercesine girdiğim kendi gecemdeyim. Kara
Devamı
|
Athena— Kötü çağların başı / 22.4.2014 |
Cinsiyet ayrımcılığı, ataerki, fallosantrizm, erkek şovenizmi... Birebir aynı anlama gelmeseler de, kopmaz bağlarla bağlanmış, iç içe geçmiş, iç içe ve topluca akan, yoluna çıkan her şeyi kendine katan kavramlar... Şovenizm, ayrımcılık, ırkçılık, militarizm... Mutlak sınırları çizilemeyen, sürekli dönüşen, ayrışan, katmanlaşan, kendini ve bir diğer
Devamı
|
İLK IŞIK, İLK CÜMLE / 22.4.2014 |
Bir ilk cümle, bir başlangıç… Diğerleri gibi tamamlanmamış kalacak, tantanalı uğultusunda dünyanın, dağılıp yitecek, suskunluğa doğru bir basamak daha inecek bir yazı için… Devraldığı sözü, soluğu ya da çığlığı, bir başkasına devredecek. Sabah olmuş, diye başlayabilirdim söz gelimi, gün ışığına uyandım. Mutluluğun ya da mutsuzluğun çok ötesinde bir
Devamı
|
|